Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
- I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.
- Tom remained single all his life.
Tom, Mary ve diğer üç arkadaşı ile daireyi paylaştı.
- Tom shared the apartment with Mary and three other friends.
O, gerçek bir daire değildir.
- It isn't a real apartment.
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
- There isn't a single cloud in the sky.
Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
- In Japan almost all roads are single lane.
Birisi apartman daireme zorla girdi.
- Someone broke into my apartment.
Ne oldu? Tüm apartman dairesinde su var.
- What happened? There's water in the whole apartment.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Daire üç küçük oda ve bir banyodan oluşuyor.
- The apartment consists of three small rooms and a bath.
Dört odalı daire kiraladı.
- She rented a four-room apartment.
Bir apartman dairesinde yaşıyorum.
- I live in an apartment.
New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
- We rented an apartment when we lived in New York.
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
- There isn't a single cloud in the sky.
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
- Did God really create the earth in a single day?