Okyanusun bazı bölgelerinde, kril popülasyonları yüzde 80'in üzerinde düştü.
- In some parts of the ocean, krill populations have dropped by over 80 percent.
Bu çiçek Hokkaido'nun farklı bölgelerinde bulunur.
- This flower is found in different parts of Hokkaido.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Tamir faturası parçaları ve işçiliği kapsıyor.
- The repair bill includes parts and labor.
Sözcük grupları sözdizimsel birimlerdir.
- Phrases are syntactical units.
Şirket para kaybeden bazı birimlerin satmaya karar verdi.
- The company has decided to sell some of its money-losing units.
Bir hırsızlar çetesi bu semtte çalışır.
- A gang of thieves works these parts.
Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın.
- Sort the items from large to small.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
İstek listendeki öğelerden biri satlıktır.
- One of the items on your wish list is on sale.
Masanızdaki şu öğelerden hangisini görüyorsunuz?
- Which of these items do you see on your desk?
Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
- Tom is making spare parts in a car factory.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.