einschränkung

listen to the pronunciation of einschränkung
English - Turkish

Definition of einschränkung in English Turkish dictionary

austerity
{i} haşinlik
austerity
azla yetinme
austerity
davranış sertliği,sertlik
austerity
kemer sıkma

Greece's Parliament passes austerity measures - Yunan Parlamentosu kemer sıkma önlemlerini onayladı.

İspanyol hükümeti ciddi kemer sıkma bütçesini duyurdu. - The Spanish government has announced a severe austerity budget.

Ne? Biraz çorba ve kereviz, yiyeceğim bütün şey bu mu? Ben bir Zen rahip değilim.Ben böyle bir kemer sıkma diyetiyle yaşayamam. - What? A little soup and celery is all I get? I'm not a Zen monk. I can't survive on an austerity diet like this.

austerity
sertlik
austerity
zorluk
austerity
ciddiyet
austerity
idareli geçinme
austerity
katılık
austerity
güçlük
curtailment
kısaltma
austerity
tasarruf
austerity
{i} masraftan kısma
austerity
{i} sadelik
austerity
{i} sade, konforsuz ve dünyevi zevklerden yoksun bir yaşam
curtailment
{i} kesme
einschränkung
Favorites