Definition of einigkeit in German Turkish dictionary
- en. e. 'aynihkayt birlik, uyum
- [die] birlik; muvafakat
- en {'aynihkayt} e birlik, uyum
- ìtilaf
Definition of einigkeit in English Turkish dictionary
- accord
- {i} uyum
Geleneğe göre, gelin uyumlu olmalıdır.
-According to custom, the bride should be compliant.
Onun konuşması duygularıyla uyum sağlamadı.
-His speech did not accord with his feelings.
- accord
- {i} anlaşma
İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.
-These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law.
Bizim anlaşma uyarınca o bana kişisel sorular sormaya son verdi.
-In accordance with our agreement, he stopped asking me personal questions.
- accord
- (Ticaret) sağlama
Onun konuşması duygularıyla uyum sağlamadı.
-His speech did not accord with his feelings.
- accord
- uygun olarak
Sana çalışmana uygun olarak ödeme yapılacak.
-You will be paid according as you work.
Onlar savaşta ölenleri askeri geleneğe uygun olarak gömdüler.
-They buried those who had died in battle according to military tradition.
- accord
- uyuşturmak
- accord
- mutabakat
- accord
- (Avrupa Birliği) muvafakat, razı olma; anlaşma; uygunluk
- accord
- {f} with -e uymak, ile bağdaşmak, -e uygun olmak/gelmek
- accord
- uygun olmak
- accord
- ahenk vermek
- accord
- {f} uyum göster
- accord
- teslim etmek
- accord
- {f} vermek: He accorded them that right
- accord
- {i} uyuşma, mutabakat
- accord
- ahenkli olmak accord with ahenkli olmak
- accord
- (Mimarlık) uygunluk uyum
- accord
- {f} bağdaşmak
- accord
- {i} birleşme
- accord
- {i} ahenk
- accord
- {f} vermek
Related Terms
Definition of einigkeit in German English dictionary
- oneness (of somebody)
- unity
- accord
- Einigkeit (unter jemandem / über etwas)
- consensus (among somebody / on something)
- Einigkeit erzielend
- agreeing on
- Einigkeit erzielt
- agreed on
- Einigkeit macht stark.
- United we stand, divided we fall
- Einigkeit macht stark.
- Unity is strength
- Es herrscht Einigkeit, dass das ein großer Schritt nach vorn war.
- It was, by common consent, a big step forward
- Es herrscht Einigkeit, dass er für die Stelle am besten geeignet ist.
- He is, by common assent, the best person for the job
- Zusammenarbeit / Einigkeit der beiden großen Parteien
- bipartisanship
- über etwas Einigkeit erzielen
- to agree on something
Related Terms
Definition of einigkeit in Turkish German dictionary
- Einheit [die], Einigkeit [die], Verband [der]
- Truppe [die]; Abteilung [die], Formation [die], Kontingent [das], Truppenteil [der]