18 yaşın altındaki çocuklar içeri alınmazlar.
- Children under 18 are not admitted.
Bunu beğendiğimi itiraf etmek zorundayım.
- I have to admit I enjoyed it.
Bir zamanlar terörist bir gruba katıldığını Mary'ye itiraf etmek zorunda kalması Tom'u cesaretlendirdi.
- It took Tom every ounce of courage he had to admit to Mary that he had once been part of a terrorist group.
Bizim müdür Bob'u okulumuza kabul etmek istiyordu.
- Our principal wanted to admit Bob to our school.
Tom'dan yardım isteme konusunda biraz tereddütlü olduğumu kabul etmek zorundayım.
- I have to admit I'm a little hesitant about asking Tom for help.