German - Turkish
Definition of einfahren in German Turkish dictionary
- (taşıt) içeri girmek; çarpmak, vurmak; (ürünü) ambara taşımak; motoru alıştırmak, rodaj yapmak
- {'aynfeltih} geri zekâlı
- v. 'aynfa: rın (taşıt) içeri girmek
- motoru alıştırmak
- rodaj yapmak
English - Turkish
Definition of einfahren in English Turkish dictionary
- run in
- rodaj yapmak
- run in
- (motoru) alıştırmak
- run in
- birleştirmek
- run in
- yakalamak
- run in
- tutuklamak
- running-in
- rodaj
- running-in
- Rodaj: Bir motorun yavaş yavaş çalıştırılarak alıştırılması
- run in
- içeriye koşmak
- run in
- motoru alıştırmak
- run in
- (Fiili Deyim ) koşarak içeri girmek , şöyle bir uğramak
- run in
- göğüs göğüse savaşmak
- run in
- (deyim) run someone in tutuklamak,karakola götürmek. run sth.in (yeni makina araç vb.) ilk başta dikkatli kullanmak,alıştırmak
- run in
- uğramak
- run in
- içeri akmak
- run in
- yakalayıp hapse atmak
- run in
- katmak
- run in
- eklemek
Related Terms
German - English
Definition of einfahren in German English dictionary
- entry into the station
- pulling-in to the station (railway)
- to bring in
- to pull in
- to drive into
- running-in
- run in
- Einfahren (eines Systems)
- running-in
- Einfahren (numerische Steuerung)
- positioning
- Einfahren (numerische Steuerung)
- approach (numerical control)
- Einfahren/Einfahrt in einen besetzten Blockabschnitt
- entry into an occupied block section
- einfahren (in ein Bergwerk)
- to enter
- einfahren (in ein Bergwerk)
- to descend into a mine
- das Fahrwerk einfahren
- to retract the landing gear
- etw. einfahren
- to retract something
- etw. einfahren Auto
- to break in something (car, motor, machine)
- etw. einfahren Auto
- to run in
- jdn. einfahren lassen
- to lead somebody down the garden path
- jdn. einfahren lassen
- to lead somebody up the garden path
- jdn. einfahren lassen
- to let somebody blunder on
- satte Gewinne einfahren
- to bring in big profits