Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
- One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Tek bir taşla iki kuş öldür.
- Kill two birds with one stone.
Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.
- Replace the old tires with new ones.
Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
- One of my dreams is to learn Icelandic.
Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
- The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
Birisi kötü kelimeler söylememeli.
- One should not say bad words.
En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
- One of my favorite tunes was playing on the radio.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya zorlanamaz.
- No one may be compelled to belong to an association.
Hiç kimse beni anlamıyor.
- No one understands me.
Pasaportumu kaybettim. Yeni bir tane almak zorunda kalacağım.
- I lost my passport. I'll have to get a new one.
Çantam çok eski. Yeni bir tane almalıyım.
- My bag is too old. I must buy a new one.
Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera.
- This is the same type of camera as the one I lost.
İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
- If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary.
Onların her biri o filmi izlemeye gitti.
- Every one of them went to see that movie.
Onların her birine bin yen verdim.
- I gave them one thousand yen each.
O, dünyanın en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilir.
- He's considered to be one of the greatest scientists in the world.
Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.
Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.
- My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!
That way I kill two birds with one stone.
- So schlage ich zwei Fliegen mit einer Klappe.
If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary.
- Wenn zwei Menschen immer die gleiche Meinung haben, ist einer von ihnen überflüssig.