Tom üzerinde oturma odası eşyası işaretli bir karton kutuyu açtı.
- Tom opened a cardboard box marked living room stuff.
Bu oyun kartları işaretlidir.
- These playing cards are marked.
Takvimimde doğum gününü işaretledim.
- I marked your birthday on my calendar.
Sığırlar damgalarla işaretlenirler.
- The cattle are marked with brands.
İki fikir arasındaki zıtlık çok belirgin.
- The contrast between the two ideas is very marked.
Muhalefet daha belirgin oluyor.
- Opposition is becoming more marked.