Acaba size birkaç soru sorabilir miyim?
- Darf ich Ihnen ein paar Fragen stellen?
İp birkaç metre çok kısaydı.
- Das Seil war ein paar Meter zu kurz.
Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.
- He got a broken jaw and lost some teeth.
Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.
- My father bought some CDs for my birthday.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
- You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.
Biraz kahve ister misin?
- Would you like some coffee?
Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var.
- I need some body lotion.
Adam bir kaç saat önce vefat etti.
- The man passed away a few hours ago.
Tom bir kaç kere başını salladı.
- Tom nodded his head a few times.
Mary ve diğer bazı kadınlar birkaç saattir buradaydı.
- Mary and some other women were here for a few hours.
Birkaç kitap var ama onlarda bazı baskı hataları var.
- There are a few books, but they have some misprints.
Bir çift ayakkabı aldım.
- I bought a pair of shoes.
Babam bana bir çift eldiven aldı.
- Father bought me a pair of gloves.
Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.
- Some went on foot, and others by bicycle.
Tom bazı çok iyi sorular sordu.
- Tom asked some very good questions.
Tom'un bazı çok iyi fikirleri var.
- Tom has some very good ideas.
Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor.
- The air feels somewhat cold this morning.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
O hayır kuruluşuna yaklaşık iki milyar yen bağışta bulunan birinin adı verildi.
- That charity is named after someone who contributed about two billion yen.
Burası yaklaşık 500 yıl önce yapıldı.
- This was built some 500 years ago.
She bought a couple of boots.
- Sie kaufte ein Paar Stiefel.
May I ask a couple of questions?
- Kann ich ein paar Fragen stellen?
I bought a pair of boots.
- Ich kaufte ein Paar Stiefel.
I bought a pair of gloves.
- Ich habe ein Paar Handschuhe gekauft.