Turkish - English
Definition of efkâr in Turkish English dictionary
- wistfulness; sadness; melancholy
- (Konuşma Dili) melancholy
- thoughts, ideas; intentions
- thoughts, ideas; wistfulness, dolefulness, the blues
- wistfulness
- blues
I often get the blues.
-Ben sık sık efkarlanırım.
- blues
I often get the blues.
-Ben sık sık efkarlanırım.
- efkâr basmak
- colloq . to feel down, for one's spirits to be low
- efkâr basmak
- to have the blues
- efkâr dağıtmak
- to drown one's sorrows
- efkâr dağıtmak
- colloq . to cheer oneself up, lift one's spirits
- Tasvir-i Efkar
- Illustration of Opinion (Ottoman newspaper)
- umumi efkâr
- public opinion kamuoyu
- umumi efkâr
- public opinion
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of efkâr in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Pek fakir, çok fakir
- (Hukuk) Fikirler; düşünceler, oylar
- (Osmanlı Dönemi) (Fikir. C.) Fikirler. Düşünceler
- Kamuoyu, efkarıumumiye
- Kamuoyu, efkârıumumiye: "Halk efkârının karşı koyuşuna rağmen müdür, yazara üçüncü bir şans tanıdı."- H. Taner
- Tasa, kaygı
- Düşünceler, fikirler
- (Osmanlı Dönemi) fikirler, düşünceler
- efkar etmek
- Efkârlanmak
- bedraka-i efkar
- düşüncelere yol gösterici
- umumi efkar
- Kamuoyu
Related Terms
English - Turkish
Definition of efkâr in English Turkish dictionary
- tesadüm-ü efkar
- Fikirlerin çarpışması, münazara