efendilik

listen to the pronunciation of efendilik
Turkish - English
magnanimity; magnanimous act
gentlemanliness, gentlemanly behavior; polite and dignified behavior
gentlemanly behaviour, politeness
mastership, mastery, authority, control
Ottoman hist. being an effendi; behavior characteristic of an effendi
Ottoman hist. the status of an effendi
being a hodja; behavior characteristic of a hodja
the status of a hodja
the status of a gentleman
being a gentleman
politeness
efendi
master

He served his master well. - O, efendisine iyi hizmet etti.

He recoiled before his master's anger. - O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.

efendilik bende kalsın. I don't want
to be guilty of behaving rudely./I wish to be known as a gentleman/a lady: Efendilik bende kalsın diye ona aynı şekilde cevap vermedim. As I wish to be known as a gentleman I didn't reply to him in kind
efendilik etmek
to behave magnanimously towards
efendi
sir

I can't do that, sir. - Onu yapamam, efendim.

We have something special for you, sir. - Sizin için özel bir şeyimiz var, efendim.

efendi
(hind.) baboo
efendi
dignified
efendi
polite
efendi
decorous
efendi
courteous
efendi
landlord
efendi
sahib
efendi
gallant
efendi
esquire
efendi
well-behaved
Efendi
mister
efendi
husband (when referred to by his wife): Bizim efendi hiç geç kalmaz. My husband is never late
efendi
well-bred, polite, courteous (person); polite and dignified (person)
efendi
hodja, khoja, Muslim religious leader or teacher
efendi
well mannered
efendi
guv
efendi
title used with either the names or the positions of men whose socioeconomic status is relatively humble, e.g. doormen, grocers, domestic servants, gardeners, taxi-drivers
efendi
Ottoman hist. effendi, anyone who bears the title of efendi. E
efendi
seignior
efendi
master (of a servant or slave): Efendiniz nerede? Where is your master?
efendi
(g. afr.) baas
efendi
husband
efendi
Ottoman hist. title used after the names of Ottoman princes, members of the clergy, certain government officials and army officers, students, and literate people in general
efendi
guvnor
efendi
lord

Drum is the lord of music. - Davul, müziğin efendisidir.

In this colony he is lord of life and death. - O, bu sömürgede yaşam ve ölümün efendisidir.

efendi
blushing
efendi
master; gentleman; husband; polite, gentlemanly, courteous, dignified
efendi
seigneur
efendi
arbiter
efendi
well behaved
efendi
signor
efendi
monsieur
efendi
effendi
Turkish - Turkish
Efendi olma durumu, efendiye yakışır davranış
(Osmanlı Dönemi) MAHDUMİYET
EFENDİ
(Osmanlı Dönemi) (Rumcadan) Sahib, mâlik, mevlâ. Ağa. Şer'î hâkim, kadı, molla. (Saygı ve nezâket mübalağası olarak kullanılır. Eskiden büyüklere ve şâyân-ı hürmet zâtlara Efendimiz denildiği gibi, her zaman için Hz. Peygamber Aleyhissalâtu Vesselâm'a da, mü'minler Efendimiz diyerek hürmet ve sevgilerini ifade ederler.)
Efendi
(Osmanlı Dönemi) SEYYİD
Efendi
(Osmanlı Dönemi) IS
efendi
Eğitim görmüş kişiler için özel adlardan sonra kullanılan unvan
efendi
Koca
efendi
Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan: "Yeni ev, Rüstem Efendiye kiraya verildi."- Y. Z. Ortaç
efendi
Koca: "Bizim efendi artık geceleri de eve gelmiyor."- C. Uçuk
efendi
Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse: "Köylü memleketin efendisidir."- Atatürk
efendi
Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse
efendi
Görgülü, nazik, kibar
efendi
Hizmetlilere bir seslenme sözü
efendi
Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan
efendi
Seslenme sözü olarak kullanılır
efendi
Erkeklere bir seslenme sözü olarak kullanılır: "Efendi! Allahın emriyle kızını bana ver."- S. F. Abasıyanık
efendi
Eğitim görmüş kişi için özel adlardan sonra kullanılan unvan
efendi
Hizmetlilere seslenme sözü
efendi
Buyruğu yürüyen sözü geçen kimse
efendilik
Favorites