Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.
- I turned off the TV because I had seen the movie before.
Ben daha önce böyle güzel bir kız hiç görmemiştim.
- I had never seen such a beautiful girl before.
John mesleğini ailesinden daha önde tutar.
- John puts his career before his family.
Seninle daha önce karşılaştığımı düşünüyorum.
- I think I've met you before.
Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
- Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
Evvelce sarhoş oldum; daha da çok olacak gibiyim.
- I've been drunk before and likely will get drunk many more times.
Allah önünde bütün insanlar eşittir.
- All men are equal before God.
Yeni bir öğretmen sınıfın önünde durdu.
- A new teacher stood before the class.
İşleri önceden hazırlayalım.
- Let's get things ready beforehand.
Biz önceden aperatifleri hazırladık.
- We prepared snacks beforehand.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Adının önüne bir haç yap.
- Make a cross before your name.
Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır.
- Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse.