Derin ve saygılı huşuyla şamdanı önceki yerine koydum.
- With deep and reverent awe I replaced the candelabrum in its former position.
Daha önceki evimiz İsveç'teydi.
- Our former home was in Sweden.
Filmin ilk yarısı sıkıcıydı.
- The former half of the film was dull.
Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim.
- Only two things are infinite, the universe and human stupidity, and I'm not sure about the former.
Eski İtalyan para birimi liretti ve sembolü ₤ idi. Liret Türk lirasıyla alâkalı değildir.
- The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
- Lincoln greeted his former political rival.