Tom bana sabırsızlıkla beklediği bir şeyi olmadığını söyledi. - Tom told me he had nothing to look forward to.
Tom bana sabırsızlıkla beklediği bir şeyi olmadığını söyledi.
Tom told me he had nothing to look forward to.
Tom'un yıllık ziyaretini her zaman sabırsızlıkla bekleriz. - We always look forward to Tom's annual visit.
Tom'un yıllık ziyaretini her zaman sabırsızlıkla bekleriz.
We always look forward to Tom's annual visit.