Öğrencilerim hevesle test sonuçlarını bekliyor.
- My students have been eagerly awaiting the test results.
Köpek hevesle kuyruğunu salladı.
- The dog wagged its tail eagerly.
Onun konuşması sırasında öğrenciler istekli olarak dinlediler.
- The pupils listened eagerly during his speech.
Onun yeni politikasını istekle desteklediler.
- They eagerly supported his new policy.
Tom itfaiyecinin ona verdiği sandvici istekle yedi.
- Tom eagerly ate the sandwich that the fireman gave him.
Onun konuşması sırasında öğrenciler istekli olarak dinlediler.
- The pupils listened eagerly during his speech.
Tom Mary ile yeniden buluşmak için istekli.
- Tom is eager to meet Mary again.
Mavi gömleği denemek için hevesliydi.
- He was eager to try on the blue shirt.
Ken hevesli bir öğrenci.
- Ken is an eager student.
Onlar seni görmek için sabırsızlanıyorlar.
- They're eager to see you.
Tom Mary'yi görmek için sabırsızlanıyordu.
- Tom was eager to see Mary.
Tom endişeyle etrafına bakındı.
- Tom anxiously looked around.
Tom endişeyle bekledi.
- Tom waited anxiously.