Turkish - English
Definition of eşlik etme in Turkish English dictionary
- escort
- (Tıp) comorbidity
- {i} escorting
- {i} concomitance
- eşlik etmek
- accompany
You're welcome to accompany us.
-Bize eşlik etmek için buyurun.
- eşlik etmek
- escort
- eşlik etmek
- wait on
- eşlik etmek
- usher
- eşlik etmek
- attend
- eşlik etmek
- pair
- eşlik etmek
- go with
- eşlik etmek
- wait upon
- eşlik etmek
- consort
- eşlik etmek
- a) to accompany b) to escort, to convoy
- eşlik etmek
- herd
- eşlik etmek
- come along
I don't see why I had to come along.
-Neden eşlik etmek zorunda olduğumu anlamıyorum.
- eşlik etmek
- walk
- eşlik etmek
- keep smb. company
- eşlik etmek
- companion
Pets offer us more than mere companionship.
-Evcil hayvanlar sadece bize eşlik etmekten daha fazlasını sunar.
- eşlik etmek
- to accompany
You're welcome to accompany us.
-Bize eşlik etmek için buyurun.
- eşlik etmek
- go along
- eşlik etmek
- convoy
- eşlik etmek
- vamp
- eşlik etmek
- (Fiili Deyim ) accompanied by
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of eşlik etme in Turkish Turkish dictionary
- refakat
- Eşlik etmek
- refakat etmek
- eşlik etmek
- Beraberinde gitmek, arkadaşlık etmek, refakat etmek
- eşlik etmek
- Bir solist, bir çalgı veya orkestra ile birlikte müzik icra etmek, refakat etmek
- eşlik etmek
- Beraberinde bulunmak
Related Terms
eşlik etme
Hyphenation
eş·lik et·mePronunciation
Resimler
History
Favorites