An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.
- Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır.
Everyone has the right of equal access to public service in his country.
- Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
They split the bill evenly.
- Hesabı eşit olarak bölüşürler.
They split the bill evenly.
- Onlar hesabı eşit olarak bölüştüler.
One plus two is equal to three.
- Bir artı iki üçe eşittir.
He is not equal to his father.
- O, babasına eşit değil.
True love is eternal, infinite, and always like itself. It is equal and pure, without violent demonstrations: it is seen with white hairs and is always young in the heart.
- Gerçek aşk ebedidir, sonsuzdur ve hep kendi gibidir. Eşit ve saf, abartılı sergilemeler olmadan: özünde hep gençtir ve beyaz saçlarla görünür.
I like all the colors equally.
- Bütün renkleri eşit derecede severim.
The square of the hypotenuse is equal to the sum of the squares of the other two sides.
- Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir.
Six squared equals thirty-six.
- Altının karesi otuz altıya eşittir.
I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.
- Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm.
A is equivalent to B has the same meaning as A is true if and only if B is true.
- A, B'ye eşittir önermesi, Eğer ve yalnızca eğer B doğruysa A doğrudur ile aynı anlama gelmektedir.
The ages of the two children put together was equivalent to that of their father.
- İki çocuğun yaşları toplandığında babalarınkine eşit oluyordu.
A is equivalent to B has the same meaning as A is true if and only if B is true.
- A B ye eşittir Eğer ve sadece B gerçekse A doğrudur. ile aynı anlamı vardır.
The ages of the two children put together was equivalent to that of their father.
- İki çocuğun yaşları toplandığında babalarınkine eşit oluyordu.