eş cinsel

listen to the pronunciation of eş cinsel
Turkish - English
sexual partner
A person or being with whom somebody or something has sex, voluntary or not
cinsel
{i} queer

Tom identifies as queer. - Tom eşcinsel olarak tanınır.

cinsel
gay

I don't think he's gay. He's married and has three children. - Onun eşcinsel olduğunu sanmıyorum. O evli ve üç tane çocuğu var.

The best hairdressers are gay. - En iyi kuaförler eşcinsel.

cinsel
homosexual

Tom wasn't homosexual, but Tom's friends told Tom's girlfriend Tom was gay. - Tom eşcinsel değildi ama Tom'un arkadaşları Tom'un kız arkadaşına Tom'un bir eşcinsel olduğunu söyledi.

There were a lot of writings about homosexuality. - Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.

cinsel
Homo

I'm a homosexual woman. - Ben eşcinsel bir kadınım.

I'm an alcoholic. I'm a drug addict. I'm homosexual. I'm a genius. - Ben bir alkoliğim. Ben bir uyuşturucu bağımlısıyım. Ben eşcinselim. Ben bir dahiyim.

cinsel
same-sex
cinsel
lesbian
cinsel
homosexual, gay " homoseksüel; homosexual" homoseksüel
cinsel
camp
cinsel
homoerotic
cinsel
homophile
cinsel
invert
cinsel
inverted
Turkish - Turkish
homoseksüel
Kendi cinsinden kimselerle cinsel ilişkide bulunan kimse, oğlancı, lûtî, homoseksüel
eş cinsel
Favorites