He is in charge of entertaining the foreign guests.
- O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.
The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
- İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
Sami found a way to keep himself amused.
- Sami kendini eğlendirmek için bir yol buldu.
The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
- İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
If the students are bored, they will find ways to entertain themselves.
- Öğrenciler sıkılırlarsa kendilerini eğlendirmek için yollar bulurlar.
The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
- İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
Sami found a way to keep himself amused.
- Sami kendini eğlendirmek için bir yol buldu.
Tom doesn't know how to have fun.
- Tom nasıl eğleneceğini bilmiyor.
Tom likes to have fun.
- Tom eğlenmeyi seviyor.
It looks like Tom is enjoying himself.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
Tom seems to be enjoying himself.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
Most of the revellers are tourists.
- Eğlenenlerin çoğu turist.
Don't come to school to lark around.
- Sadece eğlence için okula gelme.