Tom is a horse trainer.
- Tom bir at eğiticisi.
Tom is employed as an animal trainer.
- Tom bir hayvan eğiticisi olarak işe alındı.
Educational reforms still have a long way to go.
- Eğitici reformların hâlâ gidecek uzun bir yolu var.
Marriage should be mutually and infinitely educational.
- Evlilik karşılıklı olarak ve son derece eğitici olmalı.
In my opinion, Tatoeba is a pleasant and instructive pastime.
- Bence Tatoeba hoş ve eğitici bir uğraştır.
This book is interesting and, what is more, very instructive.
- Bu kitap ilgi çekicidir,üstelik çok eğitici.