No major announcements are expected.
- Büyük duyurular beklenmiyor.
Tom says he has an announcement to make.
- Tom yapacak bir duyurusunun olduğunu söylüyor.
I have a little announcement to make.
- Yapacak küçük bir duyurum var.
All funds are frozen until further notice.
- Tüm fonlar bir sonraki duyuruya kadar dondurulur.
I found my lost dog by means of a notice in the paper.
- Gazetedeki bir duyuru vasıtasıyla kaybolan köpeğimi buldum.
Doctors advertise the flu shot every year.
- Doktorlar her yıl grip aşısını duyururlar.