duyulmak

listen to the pronunciation of duyulmak
Turkish - English
be heard

I spoke in a voice loud enough to be heard by everyone. - Herkes tarafından duyulmak için yeterince yüksek sesle konuştum.

Tom spoke very quietly, but loud enough to be heard. - Tom çok sessizce konuştu ama duyulmak için yeterince yüksek sesle konuştu.

ooze
be heard of
be felt
to be heard; to be sensed; to get out
filter out
get out
sensed
heard

Speak loud enough to be heard. - Duyulmak için yeterince yüksek sesle konuşun.

Tom spoke very quietly, but loud enough to be heard. - Tom çok sessizce konuştu ama duyulmak için yeterince yüksek sesle konuştu.

duy
heard

Tom heard this and got angry. - Tom bunu duydu ve kızdı.

We heard somebody shout. - Birinin bağırdığını duyduk.

duy
(Elektrik, Elektronik) lamp base
duy
lamp socket
duy
point

We'd all be interested in your point of view. - Bakış açına hepimiz ilgi duyardık.

duy
female connector
Duy
light socket
duyulma
be heard
duy
snout
duy
receptacle
duy
socket
duy
(electric light) socket
duy
holder
gerek duyulmak
be necessary
herkesçe duyulmak
resound
Turkish - Turkish
Duyma işine konu olmak
Duyma işine konu olmak: "Arada bir, küçük dalgaların kâh gülüştükleri, kâh ağlaştıkları duyulur."- A. Ş. Hisar
işitilmek
duy
Elektrik ampulünün takıldığı yivli yer
duy
Elektrik ampulünün takıldığı bakır veya pirinçten yivli yer
duyulma
Duyulmak durumu
duyulmak
Favorites