These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
He always stands off when people are enthusiastic.
- İnsanlar çoşkuluyken, o her zaman uzak durur.
It rained for several days on end.
- Birkaç gün durmadan yağmur yağdı.
Let's wait for the rain to end!
- Yağmurun durmasını bekleyelim!
Somebody is standing in front of his room.
- Biri odasının önünde duruyor.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
A car stopped at the entrance.
- Girişte bir araba durdu.
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
They were unanimous that the war should be brought to a halt.
- Onlar savaşın durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler.
It was because of the storm that the trains were halted.
- Fırtınadan dolayı trenler durduruldu.
I wonder how Tom is holding up.
- Acaba Tom'un durumu nasıl?
Hold up, what do you think you're doing?
- Dur bakalım, Sen ne yaptığını düşünüyorsun?
He stalled the engine three times.
- Üç kez motoru durdurdu.
Why are they stalling?
- Onlar neden duruyorlar?
Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
- They went skiing during their date.
Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı.
- The software company collapsed during the recession.