She has a boyfriend she's been going out with since high school, but she feels their relationship has stagnated, so she's become dissatisfied.
- Onun liseden beri çıktığı bir erkek arkadaşı var, fakat o ilişkilerinin durgunlaştığını hissediyor, bu yüzden memnun oldu.
After the first year, the patient's recovery stagnated.
- Birinci yıldan sonra, hastanın iyileşmesi durgunlaştı.