Verimli bir FBI ajanı görevlerini yürütme hakkında bir şey söylemiyor.
- An efficient FBI agent does not make any bones about carrying out his duties.
Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
- For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
Kelime işlemcilerinin gelişimi Japoncayı kolaylıkla yazmamızı sağladı.
- The development of word-processors has enabled us to type Japanese easily.
Amcası insan klonlama gelişimini onayladı.
- His uncle approved the development of human cloning.
Fadıl, Kahire yakınlarındaki bir sitede yaşıyordu.
- Fadil lived in a housing development near Cairo.
Bin yılın kalkınma hedeflerine 2015 yılına kadar ulaşılması gerekiyordu.
- The Millennium Development Goals were supposed to be achieved by 2015.
Ekonomik kalkınma Afrika için önemli.
- Economic development is important for Africa.