Sözlerinizi yerine getirmek için elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız.
- You should do your best to carry out your promises.
Onun için planı uygulamak kolay.
- It is easy for him to carry out the plan.
Şu anda yapmak zorunda olduğun en önemli şey planı uygulamaktır.
- One of the most important things you have to do right now is to carry out the plan.
Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
- It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
O, planı gerçekleştirmek için bütün deneyimine başvurmak zorunda kaldı.
- He had to call on all his experience to carry out the plan.
Onun teklifini gerçekleştirmelisin.
- You should carry out his offer.
Pek çok şey sözde kolaydır, fakat gerçekleştirmesi aslında zordur.
- Many things are easy to talk about, but difficult to actually carry out.
We couldn't carry out our project because of a lack of funds.
- Aus Mangel an Kapital konnten wir unseren Plan nicht durchführen.
I would like to carry out the plan.
- Ich würde den Plan gerne durchführen.