English - Turkish
Definition of duldung in English Turkish dictionary
- tolerance
- {i} hoşgörü
Korkaklara hiçbir hoşgörüm yok.
-I have no tolerance of cowards.
İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir.
-Drugs can cause both dependency and tolerance.
- tolerance
- {i} tolerans
Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır.
-The football club has a zero tolerance policy on referee abuse.
Tom'un düşük bir düş kırıklığı toleransı vardır.
-Tom has a low frustration tolerance.
- tolerance
- müsamaha
- tolerance
- {i} hata payı
- tolerance
- oynama payı
- sufferance
- göz yumma
- sufferance
- hoşgörü
- sufferance
- müsamaha
- tolerance
- dayanıklılık
- sufferance
- acı çekme, acı içinde olma durumu
- sufferance
- sabır/müsamaha
- sufferance
- (isim) göz yumma, müsamaha, dayanma, katlanma, tahammül
- sufferance
- {i} tahammül
- sufferance
- {i} katlanma
- tolerance
- {i} (organizma v.b.'ne özgü) tahammül, dayanma
- tolerance
- (Askeri) TOLERANS: Ölçme tekniğinde veya bir makinenin ya da makine parçasının boyutlarında veya bir aletin mükemmeliyet derecesinde, standartlara veya teorik değerlere nazaran izin verilen boşluk miktarı
- tolerance
- (Mukavele) tolerans, müsamaha, müsaade
Related Terms
German - English
Definition of duldung in German English dictionary
- temporary stay of deportation (aliens law)
- toleration
- tolerance
- sufferance
- allowance (of something) (formal)
- (stillschweigende) Duldung
- connivance
- Unzulässigkeit wegen stillschweigender Duldung im Vorfeld
- estoppel by acquiescence
- Unzulässigkeit wegen stillschweigender Duldung im Vorfeld
- estoppel by silence
- die Duldung der Sklaverei im Süden
- the allowance of slavery in the South
- dingliche Duldung
- accepting encumbrances in rem
- mit Duldung von jemandem
- with the connivance of somebody
- unter stillschweigender Duldung
- on sufferance