dua etmek

listen to the pronunciation of dua etmek
Turkish - English
pray

We all knelt down to pray. - Dua etmek için hepimiz diz çöktük.

She went down on her knees to pray. - Dua etmek için dizlerinin üstüne çöktü.

invoke
say prayer
bless
to pray, to invoke
say one's prayers
1. to pray. 2. to pray for (someone) out of gratitude
bead
dua et
pray

Tom and the other farmers prayed for rain. - Tom ve diğer çiftçiler yağmur için dua etti.

We all knelt down to pray. - Dua etmek için hepimiz diz çöktük.

dua etme
praying

I spent five days in that filthy well. In that moment, my only solution was praying. - O pis kuyuda beş gün geçirdim. O anda tek çözümüm dua etmekti.

Praying for Tom is all you can do. - Bütün yapabileceğiniz Tom için dua etmek.

tespih çekip dua etmek
say the rosary
Turkish - Turkish
Tanrı'ya yalvarmak
(Osmanlı Dönemi) NEDB