Birlik ve ikilik yalnızca aşkta çatışma içinde değildir.
- Only in love are unity and duality not in conflict.
Çifte vatandaşlığı seçtim.
- I chose dual nationality.
Tom'un çifte vatandaşlığı var.
- Tom has dual citizenship.
Tom'un çifte vatandaşlığı var.
- Tom has dual citizenship.
Benim çifte vatandaşlığım var.
- I have dual citizenship.
Birlik ve ikilik yalnızca aşkta çatışma içinde değildir.
- Only in love are unity and duality not in conflict.
You are everything to me.
- Du bist alles für mich.
You may be disappointed if you fail, but you are doomed if you don't try.
- Du könntest enttäuscht werden, wenn du scheiterst, aber du bist verurteilt, wenn du es nicht versuchst.
The soup du jour is French onion - it always is.
Das Flugzeug hatte Verspätung aufgrund des schlechten Wetters.
- L'avion fut en retard en raison du mauvais temps.
Aufgrund des schlechten Wetters konnten wir nicht aufbrechen.
- En raison du mauvais temps, nous ne pûmes partir.