Definition of drying in English Turkish dictionary
- {f} kurut
Niçin saçını kurutuyorsun?
- Why are you drying your hair?
Sen elbiseleri kurutuyordun.
- You were drying clothes.
- kurutma
- kurutarak
- (isim) kurutma
- kuru
Tom bir havlu ile yüzünü kuruluyor.
- Tom is drying his face with a towel.
Tom'un gömleği kuruyor.
- Tom's shirt is drying.
- (Tekstil) kurutma maddesi
- KURUMU
- kuruyan
- kurutucu
Tom iltihaplı yarasına bir kurutucu ajan uyguladı.
- Tom applied a drying agent to his weeping wound.
- kurutulma
- kuruma
- kurulama
- dry
- kurumak
Kurumak, çimento için biraz zaman alacaktır.
- It'll take a while for the cement to dry.
- dry
- {f} kurulamak
Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım.
- I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.
Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı.
- Tom used old towels to dry the dog.
- dry
- kuru
Bu giysiler nihayet kuru.
- These clothes are finally dry.
Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
- Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
- dry
- kurutmak
Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
- I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
Ah sevgilim, yağmur yağıyor, ve ben zaten çamaşırı kurutmak için dışarı astım; ne yapmalıyım?
- Oh dear, it's raining, and I've already hung the laundry out to dry; what shall I do?
- drying chamber
- (Gıda) kurutma bölmesi
- drying creep
- (İnşaat) kuruma sünmesi
- drying curve
- (Gıda) kuruma eğrisi
- drying drum
- kurutma silindiri
- drying machine
- kurutma aygıtı
- drying machine
- (Tekstil) kurutma makinası
- drying oven
- kurutma dolabı
- drying rate
- (Gıda) kuruma hızı
- drying shrinkage
- (İnşaat) kuruma rötresi
- drying shrinkage
- kuruma büzülmesi
- drying stress
- (Gıda) kuruma gerilimi
- drying system
- kurutma sistemi
- drying time
- kuruma zamanı
- drying up
- kuruma
- drying agent
- kurutma maddesi
- drying apparatus
- kurutma aygıtı
- drying chamber
- kurutma odası
- drying cylinder
- kurutma tamburu
- drying drum
- kurutma tamburu
- drying equipment
- kurutma donanımı
- drying installation
- kurutma tesisi
- drying machine
- kurutma makinesi
- drying oven
- kurutma fırını
- drying plant
- kurutma tesisi
- drying rack
- kurutma rafı
- drying rate
- kurutma hızı
- drying roller
- kurutma silindiri
- drying stove
- kurutma fırını
- drying tower
- kurutma kulesi
- drying unit
- kurutma birimi
- drying off
- kapalı kurutma
- drying-out
- kuruma
- drying bed
- kurutma yatağı
- drying behaviour
- (Gıda) kuruma tavrı
- drying belt
- kurutma bantı
- drying canal
- kurutma kanalı
- drying cost
- (Gıda) kurutma bedeli
- drying cost
- (Gıda) kurutma gideri
- drying cylinder
- kurutma yuvgusu
- drying cylinder
- (Tekstil) kurutma silindiri
- drying data
- (Gıda) kuruma verileri
- drying floor
- (Endüstri) kurutma yeri
- drying ground
- (Endüstri) kurutma yeri
- drying in open vat
- (Tekstil) açık teknede boyama
- drying kiln
- kurutma fırını
- drying kiln
- kurutma odası
- drying kiln for timber
- kereste kurutma odası
- drying oil
- kurutucu yağ
- drying out
- tam kurutma
- drying power
- kurutma gücü
- drying rack
- çamaşır askısı
- drying room
- (Endüstri,Teknik,Tekstil) kurutma odası
- drying room
- (Endüstri) kurutma yeri
- drying stenter
- (Tekstil) germeli kurutma makinesi
- drying stove
- kurutma sobası
- drying temperature
- kurutma sıcaklığı
- drying timber
- kereste kurutma
- drying tube
- kurutma tüpü
- drying unit
- kurutma ünitesi
- drying yard
- kurutma alanı
- dry
- basit
- dry
- sek
Onlar sek beyaz şarap içiyorlardı.
- They were drinking dry white wine.
- dry
- kurak
Kurak bir ülkede yaşıyor.
- He lives in a dry country.
Adam kurak bir ülkede susuzluktan öldü.
- The man died of thirst in a dry country.
- dry
- sek (içki)
- dry
- kavurmak
- dry
- tatsız (söz, konuşma vb)
- dry
- süt vermeyen
- dry
- kakırdamak
- dry
- katı
- dry
- sütü kesilmiş (inek)
- dry
- kupkuru
- dry
- kör (kuyu)
- flash drying
- (Teknik,Tekstil) şok kurutma
- freeze drying
- (İnşaat,Tıp) dondurarak kurutma
- shock drying
- şok kurutma
- solar drying
- (Gıda) günesle kurutma
- solar drying
- güneşle kurutma
- spray drying
- püskürtmeli kurutma
- sun drying
- (Gıda) güneşte kurutma
- air drying
- hava ile kurutma
- chamber drying
- kompartman kurutması
- contact drying
- temasla kurutma
- convection drying
- konveksiyonla kurutma
- cylinder drying machine
- silindirli kurutma makinesi
- dry
- mecazi
- dry
- yavan
Bu çok yavan bir açıklama.
- That's a very dry explanation.
Onun mizah duygusu çok yavan.
- His humor is very dry.
- dry
- {f} kurut
Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
- I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
Saçımı kurutmam gerekiyor.
- I have to dry my hair.
- dry
- sevimsiz
- dry
- susuz
Tom susuz kırmızı şarap içmeyi tercih eder.
- Tom prefers to drink dry red wine.
Adam kurak bir ülkede susuzluktan öldü.
- The man died of thirst in a dry country.
- dry
- (içki) sek
- high frequency drying
- yüksek frekanslı kurutma
- hot air drying
- sıcak havayla kurutma
- infrared drying
- enfraruj kurutma
- kiln drying
- fırınlama
- shock drying
- ani kurutma
- dry
- kuruye
- dry
- kuruk
- food drying
- gıda kurutma
- rate of drying
- kuruma hızı
- batch drying
- kesikli kurutma
- centrifugal drying machine
- (Tekstil) centrifugal drying machine
- chamber drying
- (Tekstil) kompartıman kurutması
- characteristic drying curve
- (Gıda) tipik kuruma eğrisi
- circulation drying
- (Gıda) dolaşımlı kurutma
- contact drying
- (Tekstil) kontak kurutma
- continuous drying
- sürekli kurutma
- convection drying
- sıcak havayla kurutma
- convection drying
- konveksiyon kurutması
- conveyor belt drying machine
- (Tekstil) taşıma bantlı kurutucu
- countercurrent drying
- zıt yönlü kurutma
- dry
- {s} kurumuş
Aslında bir pınar vardı, ama kurumuştu.
- There was a spring indeed, but it was dry.
- dry
- sade ve eğlendirici
- dry
- {s} susatıcı
- dry
- {s} içki karşıtı
- dry
- suyu çekilmiş
- dry
- {s} susamış
- dry
- (Tıp) Su ihtiva etmeyen, kuru
- dry
- içki yasağı uygulanan dryasdust
- dry
- sek pirinç ve makarna gibi kuru sıkıcı
- dry
- {s} kart
O konuşmaya başladığında sesi öncekinden daha az karttı.
- When she began to speak, her voice was less dry than it had been.
- dry
- sütü kesilmiş
- dry
- {s} sert
Ne içmek isterdiniz? Sert bir martini.
- What would you like to drink? A dry martini.
- dry
- tatsız
Aşırı pişmiş balık çok kuru ve tatsız olabilir.
- Over-cooked fish can be too dry and tasteless.
Balık fazla pişirilirse kuru ve tatsız olabilir.
- Fish can be dry and tasteless if it's overcooked.
- dry
- süt vermez
- dry
- {f} sütten kesilmek
- dry
- (Tekstil) 1. kuru 2. kurutmak; kurumak
- dry
- {s} sıkıcı
Onun çok sıkıcı bir mizah duygusu var.
- He has a very dry sense of humor.
Ders kuru boya izlemek kadar sıkıcıydı.
- The lecture was as boring as watching paint dry.
- dry
- kuraklık
Uzun süren bir kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.
- It rained yesterday after it had been dry for a long time.
Aylarca süren kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.
- It rained yesterday after it had been dry for many months.
- dry
- yağmursuz
- dry
- keskin
- dry
- {f} sütü kesilmek
- flash drying
- (Tekstil) şok kurutma, hızlı kurutma
- infrared drying
- kızılaltı kurutma
- infrared drying
- (Tekstil) (process) enfraruj kurutma, kızılaltı kurutma
- intermediate drying
- (Tekstil) ara kurutucu
- kiln drying
- fırında kurutma
- kiln drying of timber
- (Çevre) ağacın fırınlanması
- kiln drying of timber
- (Çevre) kereste fırınlaması
- lumber drying
- (Marangozluk) kereste kurutulması
- oven drying
- (Otomotiv) fırında kurutma
- oven drying
- (Otomotiv) fırınlama
- partial drying
- (Tekstil) kısmi kuruma
- quick drying
- çabuk kuruyan
- quickly drying colour
- (İnşaat) çabuk kurur boya
- secondary drying
- sekonder kurutma
- sludge drying bed
- çamur kurutma yatağı
- tumble drying
- makinede kurutma