Vahşi Jaguarlar hakkında rüya gördü.
- She dreamt about wild jaguars.
Mary piyango kazandığına dair bir rüya gördü.
- Mary had a dream that she won the lottery.
Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.
- Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.
Litvanya'ya gitmeyi ve yaşamayı hayal ediyorum.
- I dream of going to Lithuania and living there.
Onunla orada karşılaşacağımı asla düşünmedim.
- I never dreamed that I would meet her there.
Onunla tekrar karşılaşacağımı asla düşünmedim.
- I never dreamed that I would meet her again.
Bana rüya görmediğimi söyle.
- Tell me I'm not dreaming.
Tom asla rüya görmediğini söylüyor.
- Tom says that he never dreams.
O benim idealimdeki kız.
- She is my dream girl.
Tom Mary hakkında rüya gördü.
- Tom dreamed about Mary.
O dün gece mutlu bir rüya gördü.
- She dreamed a happy dream last night.
Stop dreaming and get back to work.
I dreamed a vivid dream last night.