dreadful, terrible, shocking, hideous

listen to the pronunciation of dreadful, terrible, shocking, hideous
English - Turkish

Definition of dreadful, terrible, shocking, hideous in English Turkish dictionary

horrible
{s} berbat

Tom çocuklarına karşı berbattı. - Tom was horrible with children.

Dün gece berbat bir rüya gördüm. - I had a horrible dream last night.

horrible
dehşet
horrible
{s} kötü

Sen kötü bir insan değilsin. - You're not a horrible person.

Bu ilacın tadı çok kötü. - This medicine tastes horrible.

horrible
dehşete düşüren
horrible
rezil
horrible
iğrenç
horrible
korkunç

Keşke bu korkunç yerden gidebilsem. - I just wish we could leave this horrible place.

Köydeki insanlar hâlâ Tom'un öldüğü korkunç şekilden bahsediyorlardı. - People in the village still talked about the horrible way Tom had died.

horrible
pek çok
horrible
{s} dehşet verici
horrible
dili aşırı
horrible
horriblykorkunç bir şekilde
horrible
(Askeri) MÜTHİŞ, KORKUNÇ, İĞRENÇ
horrible
çirkin olarak
horrible
{s} korkutucu
horrible
{s} k.dili. çok kötü, çok fena, korkunç; çok kaba
horrible
iğrenç olarak
horrible
dili müthiş bir şekilde
horrible
{s} k.dili. berbat, çok kötü, iğrenç
horrible
{s} korkunç, dehşet verici, dehşete düşüren, dehşetli
English - English
{a} horrible
dreadful, terrible, shocking, hideous
Favorites