dread, fear, the cause of fear

listen to the pronunciation of dread, fear, the cause of fear
English - Turkish

Definition of dread, fear, the cause of fear in English Turkish dictionary

terror
terör

Üniversite arkadaşım terör karşıtı. - My university friend is against terror.

Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür. - Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.

terror
{i} dehşet

Tom dehşet içinde çığlık attı. - Tom screamed in terror.

Dehşet veren bir şeydi. - It was an object of terror.

terror
baş belası
terror
tedhiş
terror
başbelası
terror
korku

Korku nedeniyle neredeyse donakalmıştı. - He was almost petrified with terror.

terror
dehşet saçan şey veya kimse
terror
{i} dehşet: They looked on in terror. Dehşet içinde seyrettiler
terror
the Reign of Terror Fransız ihtilâlinde en kanlı devre
terror
{i} yaramaz çocuk
terror
(Tıp) Korku krizi, şiddetli korku, dehşet, pavor
terror
{i} korkutan şey
terror
{i} terör, tedhiş, korku salma
terror
{i} dehşet saçan kimse
terror
terrorstricken dehşete düşmüş
terror
terrorstruck
English - English
{n} terror