Durum önemli ölçüde değişti.
- The situation has changed dramatically.
Dolar döviz kuru önemli ölçüde arttı.
- The dollar exchange rate has increased dramatically.
Neden çok dramatik olmak zorundasın?
- Why do you have to be so dramatic?
Böyle dramatik olmayı bırak.
- Stop being so dramatic.
Tıp bilimi çarpıcı bir ilerleme gösterdi.
- Medical science has made a dramatic advance.
Yüzyılın sonuna gelindiğinde, dünya sıcaklıkta çarpıcı bir artış yaşamış olacak.
- By the end of the century, the earth will have experienced a dramatic increase in temperature.
... that are being drawn that are quite dramatically at odds ...
... China, President Bush didn't. I'm also going to dramatically expand trade in Latin ...