English - Turkish
Definition of drained; exhausted; having expended or lost its energy in English Turkish dictionary
- exhaust
- {f} yorulmak
- exhaust
- teferruatıyla
- exhaust
- helak etmek
- exhaust
- paçavraya çevirmek
- exhaust
- bitap düşürmek
- exhaust
- tüketme
- exhaust
- tükenme
Yenilenebilir enerji, tükenmeyen enerji kaynağıdır.
-Renewable energy is energy source that can not be exhausted.
- exhaust
- kütekmet
- exhaust
- dışatım
- exhaust
- bitirmek
- exhaust
- yorgunluktan tüketmek
- exhaust
- egzoz
Dizel egzozunu solumak sağlığımız için kötüdür.
-Inhaling diesel exhaust is bad for our health.
Araba için yeni bir egzoz borusu almam zorundayım.
-I'll have to get a new exhaust pipe for the car.
- exhaust
- Tüketmek, bitirmek; boşaltmak; boşluk meydana getirmek; kuvvetini tüketmek; (bütün imkânları) denemek; bitap düşürmek, yormak; teferruatıyla incelemek,inceden inceye tetkik etmek; (kim.) eriyebilen maddeleri içinden çıkarmak
- exhaust
- Egzoz, egzoz borusu; vakumla tozu dışarı atan alet
- exhaust
- {f} kurutmak
- exhaust
- vakumla tozu dışarı atan alet
- exhaust
- (Tekstil) 1. çektirmek 2. bitirmek, kütekmet
- exhaust
- çok yormak
- exhaust
- (isim) egzoz, çürük gaz, çürük istim
Related Terms
English - English
Definition of drained; exhausted; having expended or lost its energy in English English dictionary
- exhaust
drained; exhausted; having expended or lost its energy
Hyphenation
drained; exhausted; ha·ving expended or lost its en·er·gyPronunciation
Resimler
Favorites