Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
I knew I should've given you a stronger dose.
- Sana daha güçlü bir doz vermem gerektiğini biliyordum.
Sami injected Layla with a pretty heavy dose of meth.
- Sami, Leyla'ya oldukça ağır bir meth dozu enjekte etti.
If the medicine isn't working, maybe we should up the dosage.
- İlaç işe yaramıyorsa belki dozajı yükseltmeliyiz.
They've increased Tom's dosage.
- Onlar Tom'un dozajını arttırdılar.