doyma

Turkish - English

Definition of doyma in Turkish English dictionary: satiation; fill; saturation; becoming satiated or saturated; repletion
doyma akımı: saturation current
doyma açığı: saturation deficit
doyma değeri: saturation value
doyma gerilimi: saturation voltage
doyma noktası: saturation point
doyma skalası: saturation scale
doymak: to eat one's fill, have no further desire for food, be satisfied; to be full up
doymak: be sated with
doymak: to be full
doymak: to be saturated
doymak: saturated with
doymak: be satisfied
doymak: to be satisfied
doymak: be full up
doymak: be full
doymak: saturated
doymak: eat one's fill
doymak: satisfied
doymak: be saturated
doymak: saturate
doymak: full up
doymak: be saturated with
doymak: full
aşırı doyma: oversaturation
doymak: to be satisfied (with what one has gotten)
doymak: to eat one's fill, to be full (up); to be satisfied; to be saturated (with)
doymak: to be saturated (with)
manyetik doyma: magnetic saturation

Turkish - Turkish

Definition of doyma in Turkish Turkish dictionary: Doymak işi; Bir sıvının içinde belli bir cisimden eriyebilecek en çok miktarın erimiş bulunması, işba; işba
Doymak: doyulmak
aşırı doyma: Belli sıcaklıktaki bir sıvı içinde, eriyebildiği kadar eriyen bir maddenin, sıcaklığın düşmesine karşın bir sınıra kadar erimiş olarak kalması durumu
doymak: İsteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak: "Ben biraz zeytin, biraz patates, biraz da yemişle doyarım."- B. Felek
doymak: Bir ihtiyacını yeteri kadar karşılamak
doymak: İsteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak
doymak: Bıkmamak
doymak: Yeter bulmak, kanmak, tatmin olmak

English - Turkish

doyma

Hyphenation

doy·ma

History

Favorites