down with; at a distance; from here; completely; discontinued

listen to the pronunciation of down with; at a distance; from here; completely; discontinued
English - Turkish

Definition of down with; at a distance; from here; completely; discontinued in English Turkish dictionary

off
kapalı

Işık kapalı iken uyudum. - I slept with the light off.

Gazın kapalı olup olmadığına bak. - See if the gas is turned off.

off
{s} öteki
off
çalışmaz
off
kokmuş
off
dış

Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun. - Be sure to turn off the gas before you go out.

Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti. - Jane offered to take care of our children when we were out.

off
işlemez durumda
off
açıklarında

Balina, Wakayama kıyılarının açıklarında bulundu. - The whale has been found off the coast of Wakayama.

Wakayama açıklarında balina bulundu. - The whale was found off the coast of Wakayama.

off
yakınında

Babamın çalıştığı yer istasyonun yakınındadır. - The office where my father works is near the station.

Arabamı büro yakınında park ediyorum. - I am parking my car near the office.

off
bozulmuş
off
{i} baş

Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır. - Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.

Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım. - I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.

off
sönmüş
off
gitmiş

Allah aşkına o, günün bu saatinde nereye gitmiş olabilir. - Where on earth can he have gone off to at this time of day?

off
kesat (iş)
off
(İnşaat) kapalı, durmuş
off
{s} olası

Binlerce olasılık bizi yeni bir hayata davet ediyor. - Life offers us millions of possibilities.

Uzmanlar üç olası açıklama teklif etti. - Experts have offered three possible explanations.

off
kopuk
off
çalışmayan
off
{e} haricinde
off
{s} bozuk

Ofisimdeki yazıcı bozuktur. - The printer in my office is broken.

Peter'in ofisindeki yazıcı bozuk ve artık yazdırmıyor. - The printer in Peter's office is broken and doesn't print anymore.

English - English
off
down with; at a distance; from here; completely; discontinued
Favorites