Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.
- No one doubts her fitness for the post.
Bob'ın zamanında gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- I doubt if Bob will come on time.
Benden kuşkulanmak için sebebin olduğunu biliyorum.
- I know you have reason to doubt me.
Keşke benden kuşkulanmaktan vazgeçsen.
- I wish you would stop doubting me.
Onun bir avukat olup olmadığından şüpheliyim.
- I doubt if he is a lawyer.
Tom'un beni hatırlayacağından şüpheliydim.
- I doubt that Tom would remember me.
Tom'dan şüphelenmek için hiçbir nedenin yok.
- You have no reason to doubt Tom.
Onun doğru olduğundan şüphelenmek için her neden var.
- There is every reason to doubt that it is true.
Ondan şüphe etmek hiç aklıma gelmedi.
- It never occurred to me to doubt him.
Bir yerli konuşucunun kendini bu şekilde ifade edip etmeyeceğinden şüpheliyim.
- I doubt whether a native speaker would express himself this way.
Ben anadil olarak konuşan birinin bunu o şekilde söyleyeceğinden şüpheliyim.
- I doubt a native speaker would say it that way.
Avukat onun masumiyetinden şüphe etti.
- The lawyer doubted her innocence.
Başka bir deyişle, sağduyudan şüphe etmelisin.
- In other words, you should doubt common sense.
Elbette o yeterince şüphe uyandırdı.
- Sure enough, he entertained doubts.
Senden kuşkulandığım için gerçekten üzgünüm.
- I'm really sorry I doubted you.
Keşke benden kuşkulanmaktan vazgeçsen.
- I wish you would stop doubting me.
He doubted that was really what you meant.
He fled, like Joseph, leaving it; but there, / I doubt, all likeness ends between the pair.
... OBAMA: Candy, there's no doubt that world demand's gone up, but our production is ...
... But after that, it feels like there's been some doubt about ...