Tom benimle herhangi bir şey yapmak istiyormuş gibi görünmüyor.
- Tom doesn't seem to want to have anything to do with me.
O Tom'a ne yapmak zorundadır?
- What does that have to do with Tom?
Sahip olduklarımızla yetinmek zorunda kalacağız.
- We'll have to make do with what we have.
Sahip olduklarımızla yetinmek zorunda kalacağız.
- You will have to make do with what we have.
... And what would you have done with it? ...
... gone and done with. ...