done with

listen to the pronunciation of done with
English - Turkish
birşey ile işini bitmiş olmak- He was finally döne with the computer and so he let his sister use it
do with
gereksinmek
do with
baş etmek
do with
yapmak

O Tom'a ne yapmak zorundadır? - What does that have to do with Tom?

Tom,Mary ile bir şey yapmak istemiyor. - Tom didn't want anything to do with Mary.

do with
istemek
do with
ile ilgisi olmak
do with
(biriyle) baş etmek: "What are we going to do with you? - Seninle nasıl baş edeceğiz?", "İ don't know what we're going to do with that child! - O çocuğu ne yapacağız, bilemiyorum."
do with
Arzu edilen bir şeyi belirtir: İ süre could do with a drink. Şimdi bir içki çok makbule geçer
do with
(biriyle) baş etmek: "What are we going to do with you? - Seninle nasıl baş edeceğiz?", "İ don't know what we're going to do with that child!" - O çocuğu ne yapacağız, bilemiyorum."
do with
Arzu edilen bir şeyi belirtir: İ süre could do with a drink. - Şimdi bir içki çok makbule geçer
do with
Arzu edilen bir şeyi belirtir: "İ süre could do with a drink. - Şimdi bir içki çok makbule geçer."
do with
(biriyle) baş etmek: What are we going to do with you? Seninle nasıl baş edeceğiz? İ don't know what we're going to do with that child! O çocuğu ne yapacağız, bilemiyorum
do with
-i yapmak: "What have you döne with my book? - Kitabımı ne yaptın?"
do with
-i yapmak: What have you döne with my book? - Kitabımı ne yaptın?
do with
ihtiyacı olmak
do with
(Fiili Deyim ) 1- -e işi düşmek 2-kullanmak
do with
-i yapmak: What have you done with my book? Kitabımı ne yaptın?
do with
(biriyle) baş etmek: What are we going to do with you? Seninle nasıl
do with
işi olmak
do with
yetinmek

Sahip olduklarımızla yetinmek zorunda kalacağız. - We'll have to make do with what we have.

Sahip olduklarınla yetinmek zorundasın. - You have to make do with what you've got.

do with
ilişkisi olmak
do with
katlanmak
English - English
having no further concern with; "he was through with school and he was through with family"- John Dos Passos; "done with gambling"; "done with drinking"
over with, finished, concluded
do with
be satisfied with, be content with, make do with
done with

    Turkish pronunciation

    dʌn wîdh

    Pronunciation

    /ˈdən wəᴛʜ/ /ˈdʌn wɪð/

    Videos

    ... gone and done with. ...
    ... And what would you have done with it? ...
Favorites