Tom benimle herhangi bir şey yapmak istiyormuş gibi görünmüyor.
- Tom doesn't seem to want to have anything to do with me.
Tom,Mary ile bir şey yapmak istemiyor.
- Tom didn't want anything to do with Mary.
Sahip olduklarımızla yetinmek zorunda kalacağız.
- You will have to make do with what we have.
Sahip olduklarınla yetinmek zorundasın.
- You have to make do with what you've got.
... gone and done with. ...
... say once you've served your time, you're done with your prison sentence, with probation, ...