Trenle seyahat etmeyi uçmaya tercih ederim.
- I prefer traveling by train to flying.
Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir.
- Driving in the dark feels like flying!
Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.
- The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.
Etrafta uçuşan bir sürü can sıkıcı böcekler vardı.
- There were a lot of annoying insects flying around.
Bir ağacın üzerinde uçan bir kuş gördüm.
- I saw a bird flying over a tree.
Biz bir uçan daire gördük.
- We saw a flying saucer.
Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.
- I saw a flock of birds flying aloft.
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
- If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.