The pigs are not in the pen.
- Domuzlar ağılda değil.
Pigs are even-toed ungulates.
- Domuzlar çift toynaklıdır.
Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
- Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
More than 75% of farms raised pigs and milk cows.
- Çiftliklerin %75'inden fazlası domuz ve süt ineği yetiştirdi.
His father worked as a swineherd.
- Onun babası domuz çobanı olarak çalıştı.
They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
- Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
There's a pig in the sty.
- Ahırda bir domuz var.
Wild boar have eaten up all of our potatoes.
- Yaban domuzu bütün patateslerimizi yedi.
Wild boars have eaten all of our potatoes.
- Yaban domuzları bütün patateslerimizi yedi.
Against my advice, he fed his dog some raw pork.
- Benim tavsiyeme karşın, o köpeğini biraz çiğ domuz etiyle besledi.
Is eating pork a sin?
- Domuz eti yemek günah mı?