dolma kalem

listen to the pronunciation of dolma kalem
Turkish - English
fountain pen

I have lost my new fountain pen. - Yeni dolma kalemimi kaybettim.

I've lost my fountain pen. I have to buy one tomorrow. - Dolma kalemimi kaybettim. Yarın bir tane satın almak zorundayım.

pen

I have to look for my pen. - Dolma kalemimi aramak zorundayım.

I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen. - Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.

dolmakalem
fountain

I have a nice golden fountain pen. - Güzel bir altın dolmakalemim var.

I like writing with a fountain pen. - Dolmakalemle yazmayı severim.

dolmakalem
fountain pen

I like writing with a fountain pen. - Dolmakalemle yazmayı severim.

This fountain pen is as good as any I have ever used. - Bu dolmakalem şimdiye kadar kullandığım herhangi biri kadar iyi.

dolmakalem
{i} pen

Do you have a fountain pen with you? - Yanınızda bir dolmakaleminiz var mı?

This fountain pen is as good as any I have ever used. - Bu dolmakalem şimdiye kadar kullandığım herhangi biri kadar iyi.

dolmakalem
stylo
dolmakalem
stylographic pen
dolmakalem
stylograph
Turkish - Turkish
İçine mürekkep doldurularak kullanılan yazı kalemi
stilo
dolma kalem

    Hyphenation

    dol·ma ka·lem

    Pronunciation

    Etymology

    [ "dOl-'mä, 'dol-m&, 'd ] (noun.) circa 1889. Turkish, literally, something stuffed.
Favorites