dolma

listen to the pronunciation of dolma
Turkish - English
filled in, made by filling with dirt, etc
filling
(Gıda) stuffed vegetables
reclaimed bank
(Gıda) farci
blocking up
stuffed

Tom won a stuffed lion and I won a teddy bear. - Tom bir dolma aslan kazandı ve ben oyuncak bir ayı kazandım.

embankment
choking
slang lie, made-up story
stuffing
slang stacked deck
vegetable, fowl, lamb, mussel, etc. filled with stuffing or dressing
stuffed; stuffed vegetables; reclaimed bank, embankment
solid
dolma kalemler
(Bilgisayar) pens
dolma silah harbisi
(Avcılık) ramrod
dolma kalem
fountain pen

My father gave me a new fountain pen. - Babam bana yeni bir dolma kalem verdi.

The trendy word of the year was digital: digital clocks, digital microwave ovens, even digital fountain pens. - Yılın moda kelimesi dijital: dijital saatler, dijital mikrodalga fırınlar, hatta dijital dolma kalemler.

dolma kalem
pen

Do you have a pen or pencil? - Bir dolma kalemin mi yoksa bir kurşun kalemin mi var.

I have to look for my pen. - Dolma kalemimi aramak zorundayım.

dolma ahşap
(Marangozluk) frame (wall)
dolma ahşap
(Marangozluk) stud-work
dolma duvar
(İnşaat) filled stuffed
dolma harcı
dressing
dolma içi
force meat
dolma lastik
solid tyre
dolma moloz duvar
(İnşaat) coffer work
dolma yutmak
slang to be duped
dolma yutturmak
to chisel sb (out of sth)
dolma zeytin
stuffed olives
dolmak
packed
dolmak
expire
dolmak
packed with
dolmak
brim
dolmak
over
dolmak
to be over
etli dolma
(Gıda) farci
tekrar dolma
replenishment
dolmak
fill up
kulaktan dolma
Hearsay
zeytinyağlı dolma
stuffed olive
ağızdan dolma
muzzle-loading
birden dolma
rapid filling
dolmak
congest
dolmak
to get full, be filled
dolmak
to be packed (with)
dolmak
to be ready to burst from anger or exasperation. dolup taşmak to be full to the point of overflowing; to be overflowing with
dolmak
swell
dolmak
(duygu) go out to
dolmak
swim
dolmak
clog
dolmak
fill
dolmak
be full
dolmak
to get full, to fill, to fill up; to be packed (with); (süre) to be over, to expire
dolmak
lapse
dolmak
(for a term or period) to be completed, come to an end
dolmak
charge
dolmak
flow
kabak dolma, kızartma
(Gıda) squash zucchini
kulaktan dolma
(knowledge) picked up here and there (by listening)
kulaktan dolma bilgi
hearsay
kulaktan dolma delil
hearsay evidence
kuyruktan dolma
breech-loading
midye dolma
stuffed mussels
otomatik dolma
self-loading
yaprak dolması dolma
(a food made by wrapping a grape or cabbage leaf around a bit of stuffing)
yaprak sarması dolma
(a food made by wrapping a grape or cabbage leaf around a bit of stuffing)
English - English
Any of a family of stuffed vegetable dishes
DOL
US Department of Labor
dol
The unit of measurement for pain
DOL
Department of Labor. dolce
dol
United States Department Of Labor
dol
(State) Department of Licensing
dol
U S Department of Labor, OSHA and MSHA are part of DOL
dol
unit of currency in the United States and Canada; name of a unit of currency
dol
Department of Labor
dol
Department of Labor under Labor Management Recording and Disclosure Act (LMRDA) for the Office Labor Management Standards (OLMS) Federal Government agency (Go to the DOL home page)
dol
a unit of pain intensity
dol
The Department of Labor, a federal executive department established in 1913 and charged with administering and enforcing statutes that promote the welfare of U S wage earners, improve their working conditions, and advance their opportunities for profitable employment
dol
the federal department responsible for promoting the working conditions of wage earners in the United States; created in 1913
dol
Department of Labor under Labor Management Recording and Disclosure Act (LMRDA) for the Office Labor-Management Standards (OLMS) Federal Government agency (Go to the DOL home page)
dol
Department of Labor (USA)
dol
U S Department of Labor
dolmas
well-seasoned rice (with nuts or currants of minced lamb) simmered or braised in stock
Turkish - Turkish
Doldurularak yapılan
Dolmak işi
Tavuk, kuzu gibi hayvanların veya biber, domates gibi bazı sebzelerin içine pirinç ve başka şeyler doldurularak pişirilen yemek
Yalan, hile, dalavere
domates dolması
biber dolması
dolma biber
Dolma yapmaya uygun, büyük biber türü
dolma kalem
İçine mürekkep doldurularak kullanılan yazı kalemi
dolma otu
Dolma otugillerden, çiçekleri küçük, yeşil veya beyaz bir bitki (Paronychia serpilifolia)
dolma otugiller
İki çeneklilerden, örnek bitkisi dolma otu olan ve içine kasık otunu da alan karafilgillerin alt familyası
Dolma kalem
stilo
Dolmak
(Osmanlı Dönemi) TADALLU'
Dolmak
(Osmanlı Dönemi) ŞEKER
ağızdan dolma
Namlusu ağzından doldurulan (top veya tüfek)
dolmak
Olgunlaşmak, erginleşmek
dolmak
Bir yere iyice yayılmak, kaplamak: "Oda sigara dumanı dolmuştu."- S. F. Abasıyanık
dolmak
şaklar daha dolmadan."- T. Buğra
dolmak
Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek: "Kıştan kurtulur kurtulmaz deniz kenarları insanla, sandalla dolar."- S. F. Abasıyanık
dolmak
Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek
dolmak
Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek
dolmak
Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek: "Gök ekini biçer gibi!
dolmak
Tamamlanmak
dolmak
Bir yere iyice yayılmak, kaplamak
dolmak
Süre, hesap tamamlanmak
kulaktan dolma
Başkalarından işitilerek edinilen bilgi
yalancı dolma
Biber, patlıcan, asma yaprağı gibi sebzelerle yapılan, kıymasız, zeytinyağlı dolma
zeytinyağlı dolma
Malzemesi zeytinyağı ile pişirilip hazırlanan dolma
English - Turkish

Definition of dolma in English Turkish dictionary

DOL
(Askeri) Çalışma Bakanlığı (Department of Labor)
dol
(Tıp) Ağrı birimi, ağrının şiddetini belirtmede kullanılan ünite
dolma

    Hyphenation

    dol·ma

    Etymology

    [ "dOl-'mä, 'dol-m&, 'd ] (noun.) circa 1889. From Turkish dolma Dictionary.com. Dictionary.com Unabridged (v 1.1). Random House, Inc. 2008. from dolmak (“to get full, be filled”). Thus, the word literally means “stuffed thing”.

    Common Collocations

    dolma kalem, dolma biber
Favorites