Definition of doldurma in Turkish English dictionary
- fill
All you have to do is fill in this form.
- Tüm yapmanız gereken bu formu doldurmak.
Tom has to fill out these forms.
- Tom bu formları doldurmak zorunda.
- filler
- refill
Tom grabbed his mug and walked into the kitchen to get a refill.
- Tom kupasını aldı ve yeniden doldurmak için mutfağa gitti.
Tom emptied the water out of the bottle before he refilled it with fresh water.
- Tom taze suyla yeniden doldurmadan önce, suyu şişeden boşalttı.
- filling, backfilling, charge
- charging
- filling, stuffing; loading
- charge
I have to charge the battery of my car.
- Arabamın aküsünü doldurmam gerek.
- springing
- (Elektrik) charging
- filling
I don't feel like filling out this questionnaire. There are too many items.
- Canım bu anketi doldurmak istemiyor. Çok öge var.
You didn't finish filling out this form.
- Bu formu doldurmayı bitirmedin.
- loading
- crowd
- (İnşaat) logging
- (Diş Hekimliği) block out
- servicing
- land fill
- cogging
- {i} packing
- {i} stuffing
- backfilling
- pervasion
- {i} recharging
- made
- impletion
- padding
- doldurmak
- fill
All you have to do is fill in this form.
- Tüm yapmanız gereken bu formu doldurmak.
Then you just have to fill out this card.
- Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın.
- doldurma akımı
- charging current
- doldurma anlatım
- bombast, padded talk
- doldurma ağzı
- charging hole
- doldurma cihazı
- charger
- doldurma hunisi
- feeding funnel, hopper
- doldurma karakteri
- pad character
- doldurma maşası
- battery charging clips
- doldurma merkezi
- charging station
- doldurma platformu
- charging platform
- doldurma ışık
- booster light
- doldurma ışığı
- booster light, fill light
- doldurmak
- {f} complete
- doldurmak
- stuff
- doldurmak
- crowd
- doldurmak
- replenish
- doldurmak
- charge
- doldurmak
- top up
- doldurmak
- {f} line
- doldurmak
- encumber
- doldurmak
- suffuse
- doldurmak
- fill up
- doldurmak
- take up
- doldurmak
- fill something in
- doldurmak
- fill in
I have to fill in for Tom at the store.
- Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım.
All you have to do is fill in this form.
- Tüm yapmanız gereken bu formu doldurmak.
- doldurmak
- pack
- doldurmak
- pervade
- doldurmak
- urge
- doldurmak
- stuff with
- doldurmak
- fuel
- doldurmak
- fill something out
- sıfır doldurma
- (Bilgisayar) zerofill
- yerini doldurma
- compensation
- doldurmak
- fill out
Do I have to fill out this application form in French?
- Bu başvuru formunu Fransızca doldurmak zorunda mıyım?
Tom had to fill out lots of forms.
- Tom bir sürü form doldurmak zorundaydı.
- doldurmak
- indoctrinate
- doldurmak
- occupy
- Doldurmak
- adimpleate
- boşluk doldurma
- filling the gaps
- boşluk doldurma
- filling in the blanks
- doldurmak
- fill of
- doldurmak
- populate
- arazi doldurma
- landfill
- bellek doldurma
- memory fill
- benzin deposu doldurma borusu
- (Otomotiv) fuel tank filler pipe
- bit doldurma
- bit suffing
- depo doldurma
- (Elektrik, Elektronik) storage fill
- depoyu doldurma
- tankage
- depoyu doldurma ücreti
- tankage
- doldurmak
- clog
- doldurmak
- (harç vb.) point up
- doldurmak
- glut
- doldurmak
- to fill, to fill sth up; to fill sth in, to fill sth out; to crowd, to encumber; to urge, to egg sb on; to cram, to stuff; (akü) to charge; (silah) to load; (koku) to pervade
- doldurmak
- to fill out (a printed form)
- doldurmak
- infuse
- doldurmak
- cover in
- doldurmak
- pad
- doldurmak
- infest
- doldurmak
- to charge (a battery); to load (a gun)
- doldurmak
- store
I have to fill in for Tom at the store.
- Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım.
- doldurmak
- choke up
- doldurmak
- write out
- doldurmak
- congest
- doldurmak
- (Hukuk) to fulfil
- doldurmak
- (silah) ram
- doldurmak
- to fill, fill up, stuff
- doldurmak
- load
- doldurmak
- to turn (someone) against (someone else)
- doldurmak
- throng
- doldurmak
- imbue
- doldurmak
- top_up
- erotik duygularla doldurma
- erotise
- erotik duygularla doldurma
- erotize
- hayvan doldurma
- taxidermy
- karakter doldurma
- character fill
- mermi doldurma teskeresi
- (Askeri) spanning tray
- post doldurma ile ilgili
- taxidermic
- post doldurma ile ilgili
- taxidermal
- sulu harçla doldurma
- (İnşaat) larrying-up
- suni doldurma yöntemi
- (Askeri) artificial nourishment method
- tank doldurma ücreti
- tankage
- tekrar doldurma
- replenishment
- tekrar doldurma yok
- no refills
- tekrar doldurma ücretsiz
- free refills
- şişe doldurma aracı
- racking plant