Tom is filling out a job application form.
- Tom bir iş başvuru formu dolduruyor.
I spent the entire morning filling out these forms.
- Bu formları doldurarak bütün sabahı harcadım.
Let me fill up your glass, Tom.
- Bardağınızı doldurayım, Tom.
Please fill up the bottle with water.
- Lütfen şişeyi su ile doldurunuz.
Fill the jars with water.
- Kavanozları suyla doldur.
Fill out this registration card, please.
- Bu sicil kartını doldurun lütfen.
The audience filled the hall.
- İzleyici salonu doldurdu.
The news filled her with sorrow.
- Haber onu üzüntü ile doldurdu.
Then you just have to fill out this card.
- Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın.
Please fill out this form first.
- Öncelikle bu formu doldurun, lütfen.
Mary says that she can't fall asleep without her favorite stuffed animal.
- Mary favori doldurulmuş hayvanı olmadan uyuyamayacağını söylüyor.
The boy stuffed cake into his mouth.
- Çocuk ağzına kek doldurdu.
Tom is filling out an application form.
- Tom bir başvuru formu dolduruyor.
Tom is filling out a ballot.
- Tom bir oy pusulası dolduruyor.
Fill in your name and address.
- Adınızı ve adresinizi doldurun.
All you have to do is fill in this form.
- Tüm yapmanız gereken bu formu doldurmak.
I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
- Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
He stuffed his laundry into a large bag.
- Büyük bir çanta içine çamaşırlarını doldurdu.
Cheap imports will glut the market.
- Ucuz ithalat piyasayı dolduracaktır.