Search
Translation
Games
Programs
Sign up
Log In
Settings
Blog
About Us
Contact us
Account
Log In
Sign up
Settings
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
dolaysız
Turkish - English
Definition of
dolaysız
in Turkish English dictionary
immediate
point blank
directly
face to face
unequivocal
firsthand
direct
point-blank
pointblank
Related Terms
dolaysız
vergi
(Ticaret)
direct tax
dolaysız
adres
one-level address
dolaysız
olarak
point blank
dolaysız
söz
direct speech
dolaysız
tümleç
direct object
dolaysız
çarpım
direct product
dolay
vicinity
dolay
{i}
surroundings
dolay
(Matematik)
entourage
dolay
neighbourhood
dolay
(Ticaret)
proximity
dolay
ambient
dolay
suburbs, outskirts, suburban area
dolay
environment, surroundings
dolay
adjacencies
dolay
surroundings, suburbs, outskirts
dolay
environs
Turkish - Turkish
Definition of
dolaysız
in Turkish Turkish dictionary
Doğrudan doğruya olan, araya herhangi bir araç girmeden, vasıtasız, bilâvasıta
Related Terms
DOLAYSIZ
Doğrudan doğruya olan, vasıtasız, bilavasıta
DOLAYSIZ
Araya herhangi bir araç girmeden: "Kadının üretime dolaysız katılması, ona ekonomik özgürlüğünü sağlamaktır."- A. İlhan
dolaysız
vergi
Yükümlüsü önceden bilinenden doğrudan doğruya alınan vergi
dolay
Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, çevre, havali, etraf: "Yaratma heyecanı içinde yorulma denen şey onun dolayına uğramazdı."- H. Taner
dolay
Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, çevre, havali, etraf
dolaysız
Hyphenation
do·lay·sız
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
History
dolaysız
More...
Clear
Favorites
More...
Clear