All of the money in the cupboard was stolen.
- Dolaptaki bütün para çalındı.
Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful.
- Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu.
In the wardrobe, there is... I'm not saying what's in the wardrobe; that is remaining my great secret.
- Dolapta, vardır...Dolapta ne olduğunu söylemiyorum; o benim büyük sırrımdan arta kalandır.
The keys are in the wardrobe.
- Anahtarlar dolaptadır.
Mary keeps her best dishes in that cabinet.
- Mary en iyi yemek takımlarını o dolapta tutar.
Tom took a cup out of the cabinet.
- Tom dolaptan bir fincan çıkardı.
I found a box of Tom's things in the closet.
- Dolapta Tom'un eşyalarının bulunduğu bir kutu buldum.
Tom took his coat out of the closet and put it on.
- Tom ceketini dolaptan aldı ve onu giydi.
The Ferris wheel is my favorite.
- Dönme dolap benim favorimdir.
The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago.
- İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.
I drank some of the milk and kept the rest in the refrigerator.
- Sütün birazını içtim ve geriye kalanını dolapta tuttum.
There is some milk in the fridge.
- Dolapta biraz süt var.
I wonder what's left in the fridge.
- Dolapta ne kaldığını merak ediyorum.
He is up to some monkey business.
- O, bir dolap çeviriyor.
Tom suspects that Mary and I are plotting something.
- Tom, Meryem ile benim bir dolap çevirdiğimizden şüpheleniyor.
Tom schemed to destroy the project.
- Tom projeyi yok etmek için bir dolap çevirdi.
The school searched the students' lockers.
- Okul öğrencilerin dolaplarını aradı.
Tom slammed the locker door shut.
- Tom dolap kapısını çarparak kapattı.
The Ferris wheel is my favorite.
- Dönme dolap benim favorimdir.
Who were you with on the Ferris wheel?
- Dönme dolapta kimle birlikteydin?