dolaştırarak

listen to the pronunciation of dolaştırarak
Turkish - English

Definition of dolaştırarak in Turkish English dictionary

dolaş
circulate

A rumor circulated through the city. - Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.

He circulated from table to table at the reception. - Kabulde masadan masaya dolaştı.

dolaş
got about
dolaş
cruise along
dolaş
{f} stroll

I was strolling down the avenue. - Sokakta dolaşıyordum.

I strolled along the streets to kill time. - Zaman geçirmek için caddelerde dolaştım.

dolaş
take trips
dolaş
divagate
dolaş
get about
dolaş
{f} cruise

Tom cruised down Park Street in his new sports car. - Tom yeni spor arabasıyla Park Caddesinde dolaştı.

Turkish - Turkish

Definition of dolaştırarak in Turkish Turkish dictionary

dolaş
bakınız: sarmaş dolaş