Certain taboos, which had remained untouchable for so many years, have come to be broken.
- Yıllardan beri dokunulmaz bazı tabular yıkıldı.
Tom is one of Tatoeba's sacred icons. Therefore, he is untouchable.
- Tom, Tatoeba'nın en kutsal simgelerinden biridir. Bu nedenle, o dokunulmazdır.
The guards are sacred and inviolable.
- Muhafızlar kutsal ve dokunulmazlar.